Lars Ulrich ve Kirk Hammett Metallica`nın ilk albümü Kill `Em All`u bütün detaylarıyla Metal Hammer`a anlattı. Lars Ulrich, Kill `Em All çerçevesinde geçmişe baktığı zaman sadece kendi kariyerini görmüyor, aynı zamanda heavy metalin kapılarını ardına kadar açtığını görüyor. New York`dan çıkan albüm 33 yıldır ilham kaynağı olmaya devam ediyor.
Lars: Geçmişe baktığım zaman kesinlikle şunu söyleyebilirim ki o zamanlar saf, bilgisiz ve biraz da umursamaz gençlerdik. Kill `Em All zamanlarına dönmek kafa karıştırıcı olabiliyor. Son birkaç aya baktığım zaman bir şeyi net anladım. Şimdi bir şey yapmak için üstünde çok konuşuyoruz. Kill `Em All`u yaparken durmadan ürettik, uzunca düşünmedik. Sadece yaptık.
James Hetfield, Lars Ulrich, Cliff Burton ve Kirk Hammett Amerikan heavy metalinin DNA`sıyla oynayarak yepyeni bir sayfa açtı. Genç Metallica`nın Exodus`dan katılan üyesi Kirk Hammett grubun bugünlere ulaşmasında pay sahibi.
Kirk: Genç olmanın verdiği heyecanla biraz kibirli davranışlarımız oldu. Genelde ilk albüm bittikten sonra üzerinizde bir yorgunluk olur ama bizim enerjimiz daha da artmıştı. Müzikal anlamla durmadan bir şeyler yapıyorduk. Metale yeni topraklar kazandırdık ve orada bulunan ilk bizler olduk. Burada ne yapılacağını herkesten iyi biliyorduk.
Kill `Em All sürecinin bir ürünü olan No Life `Til Leather demosunda, albümdeki parçaların ne kadar aç ve hırslı olduklarını dinleyenler bilir. Ancak Lars Metallica`yı farklı tanımlıyor.
Lars: Aç ve hırslı sözcüklerini ben kullanmam. “Kesin” ve “kararlı” daha uygun olur. Şimdi hayatıma baktığım zaman eşimi, çocuklarımı, babamı, arkadaş çevremi ve elbette Metallica`yı görüyorum. Eskiden sadece müzik vardı. 1980`de Amerika`ya geldiğimde çok hırslı değildim. Bir grup kurup dünyayı gezmek ve kızlarla tanışmak aklımda yoktu. Sadece New Wave of British Heavy Metal’in California versiyonunu yapmak istedim.
Lars ve arkadaşları NWOBHM`yi Amerika`ya çok güzel uyarladılar ve beklediklerinden daha fazla başarılı oldular. Kill `Em All`da yer alan parçaların hikayesi ise şöyle;
Hit The Lights
No Life `Til Leather`ın da açılışını yapan parça “bu gece kıç tekmeleyeceğiz” der gibi agresif bir sound ile başlıyor. Eğer Metallica`nın doğumunu temsil eden bir parça arıyorsak, bu parça şüphesiz Hit The Lights olur.
Lars: Az sonra söyleyeceklerim tartışmaya açık değil. Hit The Lights`ın Kill `Em All`daki versiyonu temelinde iki parçanın evliliğini barındırıyor. James, Leather Charm`da yazdığı dörtlükleri ve nakaratları önümüze koydu. Ben de önceden yaptığım işleri ortaya çıkardım. Yarım saatlik bir jam sonunda dünyaya dinletebileceğimiz yepyeni bir parça ortaya çıkardık.
Kirk: Grupta çaldığım ilk parçadır. Geleli sadece 3 hafta olmuştu, işler çok hızlı gelişti. Pazar günü ilk ciddi toplantımızı ve stüdyomuzu yapmıştık ve Cuma günü sahneye çıkmıştım. Haftada 2 veya 3 konser veriyorduk. Kimse bana olumsuz bir şey söylemiyordu, ben de bu tempoya ayak uydurdum ve sırada ne olduğuna baktım.
Metallica parçaları nasıl ortaya çıkar? John Lennon ve McCartney gibi bir araya gelir ve parçaları inşa mı edersiniz yoksa herkes kendince bir şey yapıp, sonra bunları birleştirmeye mi çalışırsınız?
Lars: Ha ha! Bence hiçbir zaman Lennon ve McCartney gibi olmadık. Kesinlikle ikinci söylediğin. James`in aklında mutlaka bir şey olurdu. Benim de bir yerlere yazdığım notlar olur. Mustaine`i de unutmamak gerek. Herkesin aklında ne varsa bunları birleştirmeye çalıştık. İşe yarayan bir şey yakalarsak daha sert, daha hızlı, daha teknik yaptık. Metallica`nın özü bu.
The Four Horsemen
James ve Lars Metallica`nın ağzı ve kalbiyse, Mustaine de alaycı tarafıydı. Mustaine`e wildcard kazandıran 7 dakikalık parça tüm zamanların en iyi rifflerinden oluşuyor. Mustaine gruptan kovulmadan önce bir miras bıraktı da diyebiliriz.
Lars: Mustaine eski grubu Panic`de yapmak isteyip yapamadığı fikirleri anlattı. The Four Horsemen, “Mechanix”in ilk versiyonu ve her sözü seks ile ilgiliydi. Mustaine benzetmeler kullanarak bir cinsel birleşmeyi anlatmıştı. Bana mantıklı gelmemişti. Dönemin hard rock grupları seks ile ilgili parçalar yapıyordu ama Metallica farklı olmalıydı.
Dönemin Amerikan rock ve metal gruplarına bakarak bilinçli bir şekilde mi müzik yaptınız?
Lars: Metallica hakkında konuşuyorsan “ters”, “karşıt” gibi kelimeler kullanmak zorundasın. Dönemin Amerikan gruplarının yaptıklarının tam tersini yaptık. Onların yolunu seçmedik. Kendi sesimizi bulmak için ne istiyorsak onu yaptık.
Kirk, başkasının yaptığı bölümleri çalmak nasıl hissettirdi?
Kirk: Güvenli bir şekilde çalmayı severim. İlk zamanlar parçaların orjinal versiyonlarını taklit ettim. Ama pek başarılı olamadım, ha ha!
Motorbreath
Metallica`ya çokça puan kazandıran bir parça da Motorbreath. Rock and roll hayat tarzı Lars ve James`in müziğiyle buluştu.
Lars: İnsanlar Motorbreath`in Motörhead ile alakası olduğunu düşünüyor. James bir yerlerden esinlenerek daha hızlı ve sert çalmayı düşündü. Parçanın adının Motorbreath olması tamamen tesadüf.
Kill `Em All`un kaydedildiği stüdyoya gitme şansımız olsa nasıl kokardı?
Lars: Oh… Muhtemelen ucuz bira, yağlı yiyecekler, terli koltukaltı ve sigara izmariti. Rahat ettiğimiz San Francisco`da değildik. Barrett Alley`de 4 veya 5 haftamız vardı. Çok paramız yoktu ve her şeyle mücadele ediyorduk. En ucuz, en boktan biraları içtik, en kötü yemekleri yedik. O günlerde ağzımızda salya ve sümüklerle rock and roll yaptık.
Kirk: Gary Zefting`in evinde 2-3 hafta kalmıştık. Ev tamamen yerle bir olmuştu.
Jump In The Fire
Kill `Em All`dan yayımlanan ikinci single. Dave Mustaine`in grup arkadaşlarının önüne koyduğu materyallerden ortaya çıktı.
Lars: Mechanix`e benziyor. Orjinal sözleri Mustaine`e ait olduğu için elbette seks içerikli. Ama Mustaine buydu. Rol yapmıyordu, neyse oydu. Havalı saçlarıyla çok cool takılırdı. Onun evine takılmaya gittiğimizde mutlaka kızlar da orada olurdu. James ve ben onun yanında ergen çocuklar gibi kalıyorduk. Şaka yapmıyorum, ciddiyim!
Bütün şarkıları tartışır mısınız?
Lars: Hep tartıştığımızı hatırlamıyorum. Yeni albüm için bu yüzden biraz zorlanıyoruz. Tartışmadan direkt işe koyuluyoruz. Çalarken ortaya çıkan seçenekleri düşünüyoruz. James bir riff çalar, ben ona eşlik ederim. Bazen kendini kaptırır çok hızlı çalar. O zaman ona biraz daha yavaş çalmasını söylerim. Ama stüdyoda bize ne oluyorsa konuştuklarımızdan hiçbirini yapmayız. Bir bakmışız olmuş.
(Anesthesia) – Pulling Teeth
Ron McGovney yerine gelen Cliff Burton oyunun kuralını değiştirdi. Metallica`ya geniş bir vizyon katan Cliff bu albüme çok katkı veremese de grup üyelerini müzik hakkında bilgilendirdi.
Lars: Anestheisa için sıradan bir isim “Bass Solo” düşünmüştük. Cliff, Geezer Butler gibi akıllı davrandı ve bu parçaya havalı bir isim verdi.
Kirk: Bas solosunu herkesten ayrı bir yerde kaydettiğini hatırlıyorum. Üst katta boş bir odada sadece Cliff, bas gitar ve amfi vardı. Kontrol odasına sesler gelmeye başlayınca yukarı çıkıp onu gizlice izledim. Doğru sound’u 15-20 dakika sonra buldu ve beni fark etti. “Beni rahat bırak adamım, işimi yapıyorum” dedi. Birasından bir yudum aldı ve çalmaya başladı.
Cliff`in gruba kazandırdığı müzikal etkiler neler?
Lars: Onun müzikal arka planı farklıydı. Diamond Head ve Tygers of Pan Tang gibi grupları bilmezdi. Lynyrd Skynyrd, Eagles gibi gruplar dinlerdi. Biz de onları bilmezdik! Tamam, bazılarını biliyorduk ama 1 defa dinleyip bırakmıştık. Cliff, Kill `Em All`un yaratıcı sürecinde olmadı. Geldiğinde zaten parçalar hazırdı. Onun farkını Ride The Lightning`de hissettik.
Kirk: Cliff profesyoneldi. Benim seviyemden oldukça ilerideydi. Benim anlamadığım bir sürü konsept bilirdi. Boş vakitlerde bana öğretmeye çalışırdı.
Lars: “Harmoni”, “arpej” gibi kelimeleri biliyordu. Biz onları heceleyemezdik bile!
Whiplash
Metallica`nın doğumuna Hit The Lights demiştik. Thrash`in doğuşu ise Whiplash ile oldu. Exodus etkili Whiplash başlı başına bir tarih.
Lars: Whiplash`de ne kadar hızlı çalabiliyoruz ona baktık. Dinlediğimiz gruplardan Venom`un Welcome to Hell albümünden ilham aldık. Motörhead`in de enerjisini alarak bunlarla birleştirdik.
Metallica`yı öne çıkaran veya Metallica`da öne çıkan kimdi?
Lars: Biz birbirinden ayrı yaşayan grup arkadaşları değildik. 7 gün 24 saat birlikteydik. Aynı biradan içtik, aynı yemeklerden yedik, aynı müzikleri dinledik. Sen de 18-19 yaşlarında bunları yapardın. İçimizden birini öne çıkarmayı uygun bulmuyorum. Herkes sorumluluk aldı ve daha sert, daha hızlı çalmaya baktı.
Phantom Lord
Bir başka Mustaine-Ulrich-Hetfield ürünü. Parçanın iskeleti İngiltereli gruplardan esinlenerek ortaya çıktı.
Lars: Amerika’da rock ve metal tek gitar üzerinden yapılıyordu. İngiltere’de çift gitar kullanılmaya başlanmıştı. Bize rehberlik eden gruplar Iron Maiden, Judas Priest, Saxon ve Tygers of Pan Tang oldu. Dönemin Amerikan ve İngiliz gruplarını karşılaştırdığınızda aradaki uçurumu anlayabilirsiniz.
No Remorse
No Life ‘Til Leather demosunda olmayan parça Metallica’nın değişmez vizyonunu gözler önüne seriyor.
Lars: No Remorse yazdığımız ilk parçalardan. Her şey içgüdüsel olarak bir anda gelişti. Şimdi bir parça yapmak için haftalarca stüdyoda vakit geçiriyoruz. Şimdi bazı müzisyenler şarkı sözü yazmak için uzaklaşıyor. Mustaine ve Hetfield ile çok kolay parça yazardık. Sabah çalmaya başlardık ve öğle saatlerinde bir bakmışsız ki işimiz bitmiş. No Remorse hızlı gelişen bu sürecin meyvesi.
Seek & Destroy
Kıyamete kadar yaşayacak bir Metallica parçası varsa o Seek & Destroy`dur. Bu parça grubun en çok çaldıkları arasında. Bugüne kadar 1,300`den fazla selist`e alındı. Ölümsüz riffler her zaman dinlenecek.
Lars: Ana riff, klasik James riff’lerinden. Seek & Destroy’un ilk hali albümdekine göre kısaydı. Mercyful Fate`’in dinamik, farklı ve uzun riff’leri ilgimizi çekti. Parçaya eklemeler yaparak albümdeki halini ortaya çıkardık. Bu eklemeler hemen olmadı, üzerinde epey çalıştık. Düzenlemeleri sıfırdan yapmak kolay değildi.
35 yıl sonra kendini parça yazma ve çalma açısından nerede görüyorsun?
Lars: Kill `Em All’daki parçalar 1983`te yazdığımız en iyi 10 parçalardan oluşmuyor. 1983`te yazdığımız 10 parçadan oluşuyor. Diğer grupların röportajlarında şu cümle sık geçer; “20 parça yaptık ve içinden en iyilerini seçeceğiz”. Bu anlayış bize ters. Eğer 20 parça yazabiliyorsan hiçbir parça üzerinde çok düşünmemişsin demektir. Ride The Lightning`deki 7 parça üzerinde değişiklik yapılmadan size sunuldu. Stüdyoda, evde ne dinliyorsak o kayıtları koyduk. Her zaman en iyisi yapmaya çalıştık. Ama bu yıllarda elimizde üretim fazlası parça da yok değil.
Metal Militia
Müzikal olarak hızlı ve öfkeli akışa sahip. Ancak sözler bir şeyleri simgeliyor ve düşündürüyor.
Lars: Albüm içinde en farklı sözler Metal Militia’da. 35 yıl sonra dinlemek garip hissettiriyor. Gençken dinlediğiniz müziği dışarıya duyurmak için giyim tarzınız önemliydi. Deri ve metal giymek havalıydı. 1980 döneminin gerektirdiği şekilde şarkı sözlerini yazdık.
O günlerin tempousunu özlüyor musun?
Lars: Bilmiyorum. Şimdi uğraşmam gereken daha fazla şey var. Günde 24 saat var. 6 saati Metallica ile geçiyor, geriye kalan saatler başka şeylere gidiyor. 18 yaşına göre başa çıkmam gereken çok şey var. Aslında hayatın temposu düşmüyor, aksine hızlanıyor.