Gri, Gürültülü ve Hayalperest: Heavy Sky Röportajı

0
296

Heavy Sky`ın uzun zamandır beklenen ilk albümü Dreamer 30 Nisan 2016`da yayımlandı. Daha önce paylaşılan single`lar sıkı bir albümün geleceğini müjdeliyordu. Albüm piyasaya çıktıktan sonra da iyi satış rakamlarına ulaştı. Ankara`nın havasını suyunu almış Heavy Sky bu topraklardan çıkan güzel bir albüm yaptı diyebiliriz. Sorularımızı Batu Akdeniz`e sorduk ve gruba dair heyecan verici yanıtlar aldık.

Erkin: İlk albümünüz Dreamer için kutluyoruz, albüme tepkiler nasıl?

Batu: Teşekkürler! Şu ana kadar her şey harika gidiyor.. Tepkiler çok iyi, ilgi oldukça fazla. Üstelik henüz bir video klip bile yayımlamadık! Çok memnunuz.

Erkin: Belli bir kitleniz oluşmuş olsa da sizi herkes şimdilik çok iyi tanımayabilir. Heavy Sky fikrinin oluşumunu ve albüm çıkana kadarki sürecini kısaca özetler misin?

Batu: Hesap kitap yapmadan kalbinden geçen müziği üretmek için yola çıkmış 3 farklı jenerasyondan adamız. 3 yıldır birlikteyiz, 2 yıldır Heavy Sky`ız. İlk albümümüz “Dreamer” mayıs ortasında raflardaki yerini aldı ve önümüzdeki günlerde plak olarak da yayımlanacak. 2 yıldır Türkiye`nin çeşitli yerlerinde konserler verdik, kimi zaman çok değerli müzisyenlerle birlikte, kimi zaman tek başına.. Ankaralı bir grubuz. 22 Haziran`da İstanbul lansman konserimiz var Dorock XL`da.

Erkin: Heavy Sky belli bir tarza sahip. Literatürde yüzlerce tarz var ve bunlar arasında sizi de illa ki bir şekilde sınıflandırabiliriz. Ama ben grubun kendi müziğini nasıl tanımladığını kendi ağızlarından öğrenmeyi tercih ederim. Heavy Sky müziğinin türünü ne olarak tanımlıyor?

Batu: 70`lerden bugüne gelen rock müziğin bütün hallerini bir şekilde harmanladığımızı düşünüyoruz. Müziğimizde indie esintileri de var, Amerikan hard rock esintileri de. Modern ve eski rock müziğin baharatlı bir karışımı olarak adlandırabilirim.

Erkin: Her zaman aynı tarzda müzik yapmayı mı düşünürsünüz yoksa farklı zamanlarda farklı eğilimler olabilir mi? Yani müzikal yolculuğunuzda tek bir noktaya mı odaklısınız?

Batu: Çok iyi bir soru. Şu an elde biriken ciddi bir materyalimiz var ve benim aklımda daha fazla Türk ezgisi kullanıp, daha “garaj, traşlanmamış ve doğal” bir sound var. Bu grup üyeleriyle oturup etraflıca konuştuğumuz bir şey değil ama bundan sonraki parçalarda kesinlikle daha fazla feedback (geribildirim) olsun istiyorum. Yapacağımız yeni işler de yine rock merkezli olacaktır elbette.

Erkin: İlk single`ınızda dünyaca ünlü mastering mühendisi Ryan Smith, albümde de Scott Hull ile çalıştınız. Bu ortaklıklar yurt dışında tanınmanızı sağladı mı?

Batu: Bunlar online olarak para karşılığında sağlanan hizmetler kapsamında olduğu için bu sorunun cevabının çok isabetli olacağını düşünmüyorum. Bunu atlayalım.

Erkin: Kayıtlarda hangi ekipmanları tercih ettiniz?

Batu: Kayıtlarımızı Ankara`da Mirage Stüdyoları`nda gerçekleştirdik. Genelde vintage ekipman kullandık.

Elektro gitarlar: 1952 Custom Shop Telecaster, 1966 Vintage Gibson SG Special, 1998 Gibson Custom Shop Lucille, Gibson Les Paul Faded, Fender Stratocaster.
Bas gitarlar: Rickenbecker 4003, 1976 Vintage Precision, 1976 Fender Jazz Bass.
Akustik gitarlar: Gibson Hummingbird, 12 telli bir Martin akustik.
Davullar: Pearl Referance kullandık. Ludwig Supraphonic Trampet ve Zildjian A serisi ziller.
Amfiler: 1973 Marshall Superlead Plexi ve kabini. Marshall JVM, Fender Deville ve Vox AC30. Bass amfisi olarak Ampeg SVt4 kafa ve kabinleri.

Tam anlamıyla “sound” kurdu değiliz. İyi bir parçanın çok kötü bir kayıt ve miksle de harika sonuçlar verdiğini düşündüm hep. Ama eğer Amerikan hard rock ağırlıklı bir müzik yapıyorsanız ve gözünüz yükseklerdeyse, sound ilginizi çok fazla çekmesi gereken bir konu. Garaj, punk rock gibi türler bu konuda daha avantajlı belki de çünkü milimetrik hesaplara çok fazla gerek yok. Gitarı aç ya da kıs. O çiğ ses zaten iyi kaydedildiyse kulağına her şekilde muhteşem gelir. Bizim türde enstrümanlar arasında büyük bir savaş oluyor konu mikse geldi mi. Her şeyi büyük duyurmak istiyorsun ama bu sefer de bir enstrüman öbürünün ayağına basmaya başlıyor. Çok dikkatlice yapılması gereken bir iş olduğunu düşünüyorum. Bence sağlam bir iş çıktı ortaya. Sound`umuza güveniyoruz.

Erkin: Kayıt sürecinden kalan unutamadığın ilginç bir anı var mı?

Batu: Gitar kayıtları için sabah 9`da kalkıp evimden stüdyoya koşmam…Vokal kayıtları için gece olmasını beklemem.. Süleyman abinin (Bağcıoğlu) amfisini almak için bir hafta boyunca çaldığı bara gidip gelmemiz, nakliyecilik yapmamız… Çok zor bir yıldı 2015 benim için, her türlü boku tattığım. Kesinlikle hayatımın en iyi yılıydı diyemem. Ama ağır gökyüzünün arkasındaki güneş bu albüm oldu benim için. Birkaç hayalperest insan, çok fazla uykudan feragat etti ve bu albüm ortaya çıktı.

Erkin: Albümün plak formatında da yayımlanacağını söylediniz. Detaylardan bahseder misin? Kaç tane basılacak, albümünüzün cd veya plak formatında yurt dışında da satışı olacak mı?

Batu: “999 tane sınırlı sayıda!” mottosuyla satılacak ve her plağın üzerinde özel bir seri numarası olacak.  Aslında neredeyse son ana kadar böyle bir düşüncemiz yoktu ama bu albümün çıkış aşamasında çok fazla emeği olan çok sevdiğim bir insan bu fikri kafamıza soktu. Doğrusunu istersen aklımıza yattı. Son zamanlarda plağa inanılmaz bir talep var. Sanırım insanlar müziği kayıpsız olarak dinleme arayışına çıktılar ya da böyle bir şeyin varlığını hatırladılar. Buna biz de dahiliz. Bir albümü plaktan dinlemek, onu sizin için çok daha değerli kılıyor.

Yurt dışı içinse birkaç yerle görüşme halindeyiz. Güzel haberler vereceğiz. Şu anda konsantrasyonumuzun büyük bölümü ülkemizin topraklarında.

Erkin: Müzik bir etkilenme işi der birçok müzisyen. Sizi etkileyenler kimler?

Batu: 14 yaşından beri rock müzik dinliyorum. Yaklaşık 10 yıldır sayısız albüm ve vokalist dinledim. O kadar fazla isim var ki! Steve Perry`nin bendeki yeri çok başkadır. Notalarla dans eden adam. R&B ve Motown etkilenimli rock söyleyen, sesi milyarda bir olan olağanüstü bir frontman. Onunla ilgili sabaha kadar konuşabilirim. Paul Rodgers, sesini sanki lambalı bir Marshall amfiye bağlamışsınız gibi şarkı söyleyen bir İngiliz efsanesi. Bad Company, Free, Queen, Jimmy Page… Hepsinde ve daha fazlasında söyledi. Robbie Williams, James Walsh çok sevdiğim iki vokalist. Klaus Meine, Myles Kennedy, Lou Gramm, Billy Idol, Jon Bon Jovi, Ian Astbury,… Sanırım bu listeyi hiçbir zaman bitiremem. Bence yaptığınız işte iyi olmanın en büyük yollarından biri bu işi sizden çok önce yapmaya başlamış ve muhteşem yapan insanlar tanımak, dinlemek ve etüt etmekten geçer.

Erkin: Kesinleşen ve ayarlanacak bir dolu konser var. Takvimi anlatır mısın? Bunun yanı sıra festival sahnelerinde Heavy Sky`ı görebilecek miyiz?

Batu: 16 Haziran`da Kentpark`ta Şebnem Ferah ve Pera ile AAAL festivalinde sahne alacağız. Bunun yanı sıra, 22 Haziran Çarşamba günü İstanbul lansman konserimiz var, Dorock XL`da. Şimdilik kesinleşen konserlerimiz bunlar. Yeni sezonun planlamasını şimdiden yapıyoruz. Geçtiğimiz ay Asım Can Gündüz`le Ankara Noxus`ta bir konser verdik ve çok sıkı geçti! Mahşeri bir kalabalık vardı. Bu tarz işbirliği şeklinde geçen konserlere devam etmek isteriz. Lansman konserimizin Ankara ayağı da harikaydı. Artık mutlu mesut bir biçimde görüyoruz ki, “rock tutmuyor”, “İngilizce bu ülkede olmaz” gibi klişeler yavaş yavaş tarihin tozlu sayfalarında yer alıyor. Dünya bu denli hızlı küçülürken bu tip klişelerle yola çıkmak çok moral bozucu ve heves kırıcı.

Festivaller için kesinleşen bir şeyler oldukça haberleri paylaşacağız!

Erkin: Maalesef henüz sizi canlı dinleyebilmiş değilim. Albümün çıkmasıyla birlikte konserlerinizi daha da merak etmeye başladım. Repertuar tercihleriniz nasıl oluyor?

Batu: 2 yıldır albümü tamamen ya da 1-2 parça eksikle çalıyoruz. Bunun yanı sıra sevdiğimiz sanatçıların parçalarını da yorumlamak şahane oluyor. Guns N` Roses, Prince, Lenny Kravitz, Kings of Leon, Velvet Revolver gibi sanatçıların parçalarını yorumluyoruz..

Erkin: Karl Golden ile yaptığın medley çalışması büyük ses getirmişti. Buluşmanız nasıl oldu?

Batu: 2012 senesiydi. Bir videosunun altında bir ilan gördüm, “vokalist aranıyor” diye. O zaman kanalı bu kadar büyük değildi, o da yeni yeni başlıyordu video işlerine. Ardından mail attım, ilk çalışmamızı yaptık. Slash`ten “Back from Cali” yapmıştık. 4 yıl olduğuna inanamıyorum. Daha dün gibi. O eski videoları artık sevmiyorum ama kaldırmıyorum da. Bu çalışmalar benim vokalist olarak kendime güvenimi ve tarzımı oturtmamı sağladı. Ayrıca bana büyük kayıt tecrübesi sağladı. İlk çalışmamızı yaptığımızda 19 yaşındaydım, sesim daha oturmamıştı ama Karl bana güvendi ve o video on binlerce kez izlendi. O günden bu güne çok iyi dostuz, birlikte besteler bile yaptık. Dediğin gibi en çok o medley ses getirdi. İnteraktif işler insanların ilgisini çekiyor. Çok yakın zamanda 2 yepyeni çalışmamızı yayımlayacağız. Enerjimiz ve zamanımız oldukça bu birlikteliklere devam edeceğiz.

Erkin: Nisan sonunda Asım Can Gündüz`ün katılımıyla Ankara Noxus Bar`da konser verdiniz. Bu konserde profesyonel çekimler yapıldı ve DVD olarak çıkacağı duyuruldu. DVD içinde özel içerikler de olacak mı ve tarih netleşti mi?

Batu: Asım abiyle olan konseri bir belgesel olarak yayımlanmak üzere çektik. Lansman konserimizden de çok sayıda görüntü var elimizde. Şu an bir fikir değişikliği yaşıyoruz. Sanırım birkaç farklı mekandaki farklı performanstan bir DVD hazırlayacağız. Maalesef tarih ve öbür şeyler için şu an bir şey söylemem imkansız..

Erkin: Haldun Dormen`in yeni filmine 2 parça (Dreamer ve Walk Away) gönderdiniz. Yeni bir grup için inanılmaz bir başarı diyebiliriz. Heavy Sky`ı tercih etmelerinin nedeni sence ne?

Batu: Müziğin ve sözlerin filmle paralel olduğunu düşündüler ve kullandılar. Bu günümüzün ezber “hit parça” kullanalım politikasıyla taban tabana ters bir durum. Bu nedenle ben de buradan kendilerine cesaretleri için teşekkür ederim. Bizim için elbette gurur verici bir olay, çalışma odamda yazdığım parçaları sinemada duymak harika bir duygu.

Erkin: Grubun Dreamer sonrası planları neler?

Batu: 3-4 klip çekmek istiyoruz albümden parçalara. Ufak bir Türkiye turnesi, gidebildiğimiz kadar yere gitmek, yeni insanlarla tanışıp müziğimizi paylaşmak ve elbette yeni parçalar yapmak. DVD`yi de unutmayalım.

Erkin: Klibe ne zaman kavuşuyoruz?

Batu: En fazla 10 gün içerisinde klip sizlerle olacak. “World”e çektik.

Erkin: Eklemek istediğin şeyler var mı?

Batu: Öncelikle buradan Türk Gitar ailesine teşekkür ederim. Çok değerli bir şey yapıyorsunuz. Bunun yanında, bunca zamandır yanımızda olan tüm sevenlerimize teşekkür etmek isterim. Bir hayalperest olmak her zaman iyidir! Hep inandığınız şeyleri yapın, yapmaya çalışın. Hayal edin, ta ki hayaller gerçek olana kadar!

Erkin: İstanbul konserinde görüşürüz üzere.

Batu: Kesinlikle! Görüşürüz.