Metallica: Mahşerin Dört Atlısı Lansmanı

0
146

Headbang Dergisi’nden tanıdığımız, ülkemizin metal ve rock müzik alanında isim yapmış yazarlarımızdan olan Sadi Tirak ve Erdem Tatar tarafından kaleme alınan “Metallica: Mahşerin Dört Atlısı” kitabı çıktığı günden bu yana büyük yankı uyandırdı. Selim Işık’ın metod kitabından sonra ilk defa bir kitap için bu kadar fazla ilgi ve talep olduğunu gördüm diyebilirim. Yakın geçmişte çıkan ve benzer etkiyi yaratan başka bir kitap hatırlamıyorum. Sanıyorum ki rock ve metal piyasasına dair yazılan herhangi bir kitap için lansman düzenlendiği de görülmedi. O yüzden neresinden tutarsanız tutun, 11 Eylül 2014 gecesi Hard Rock Cafe’de önemli bir gece yaşandı.

Hard Rock Cafe’nin elit yapısından ötürü etkinliğin de elit bir kesime hitap edeceğini tahmin ediyordum. Zaten davetiye tabanlı olarak giriş sağlanması da bunun bir göstergesiydi. Nitekim beklediğim gibi oldu diyebilirim. Gecenin başlangıcı Mekanik tarafından yapıldı. Sadi Tirak ve Erdem Tatar’dan bir giriş sunumu bekliyordum fakat bir sunum olmadı. Direkt olarak Mekanik’in sahne performansı ile gece başladı. 

Mekanik bana kalırsa muhteşem bir giriş yaptı. Özellikle gecenin başında genç kitlenin fazlaca yoğun olmasından ötürü çok coşkulu bir performans sergilediler. Sahneye çıkıp çalmaya başladıkları andan, iniş anına kadar seyirciyle iç içe ve etkileşimli olarak sahnede kaldılar. Arada ufak bir teknik arıza çıktı fakat bu durum onları pek etkilemedi. Dinleyiciyi de pek etkilemedi… Orion-One performansı görülmeye değerdi. O performans sonrasında Mehmet Emre’ye tek bir şey söyledim, “O kadar eğleniyorum ki, Metallica konserinde bile bu kadar eğlenmemiştim”. Bende bıraktığı etkiyi az çok tahmin edebilmeniz açısından bunu yazma gereği duydum. Sonuç olarak Mekanik gerçekten çok iyiydi.

Mekanik’in hemen ardından Pera sahne aldı. Kendileri Mekanik’e nazaran biraz daha sakin bir tutum izlediler. Yine Mekanik’in aksine ön taraflarda herhangi bir yığılma olmadı. Öyle ki en önde biz vardık ve arkamızda yaklaşık 1 metrelik bir boşluk vardı. Çok rahattık. Pera, Metallica parçası olarak “Fuel”i çalmayı tercih etti. Bana göre iyi çaldılar. Keyifli bir performanstı. 

Pera’nın akabinde sahneye gecenin ilk sürpriz konuğu olarak Manga grubu çıktı. Aslına bakarsanız tam olarak grup değillerdi. Ferman Akgül ve Yağmur Sarıgül akustik performans sergilediler. Mama Said’i çalıp indiler. Daha sonra gecenin ikinci sürpriz konuğu olarak rapçi Ege Çubukçu sahneye çıktı ve sıra dışı bir “Sad But True” cover’ına imza attı. Sanıyorum ki Youtube’a atacağımız video fazlasıyla ilgi çekecektir. Peki benim şahsi yorumum ne bu cover hakkında? Bence iyiydi, hoştu, renk kattı.

Gecenin son performansı Atlas tarafından sergilendi. Kendilerine has bir tarzları var. Daha önce kendilerini hiç dinleme fırsatım olmamıştı. Tarzlarını biraz tarif etmek gerekirse şöyle söyleyeyim, “Anadolu rock yapacakken, son anda hard rock’a kayan abiler”. Aynen, bu benzetme bence tam olarak onları ifade ediyor. Özellikle vokalistin şarkı aralarındaki sunumlarında kullandığı “geleneksel” üslup bende bu izlenimi yarattı. Kendileri harika bir “Fade To Black” performansı sergilediler. Vokalistin performansı üst seviyeydi. Parçayı solosuz sonlandırmaları biraz tatsız oldu ama yine de çok fazla alkış aldılar.

Performansları tek tek ele aldığımız zaman Mekanik’in bir adım öne çıktığını düşünüyorum. Sahne alan ana gruplar 3-4 parça çaldılar ve maksimum 20 dakika kadar sahnede kaldılar. Özel konuklar ise yalnızca birer Metallica cover’ı yapıp sahneden indiler. Ana gruplar bir tane Metallica cover’ı çalıp, diğer parçaları kendi şarkılarından tercih etmişler. Sanıyorum ki burada kendilerine yatırım yapmak istedikleri için böyle bir tutum sergilediler. Çünkü başka mantıklı bir sebep bulamıyorum. “Metallica Partisi“nde tamamen Metallica dinlemek isterdim. Bu konuyu konuştuğum herkes benimle aynı fikirdeydi. Keşke tüm tüm gruplar sadece Metallica cover’lasaydı. 

Gecede Erdem Tatar’ı göremedim fakat kendisinin sosyal medya hesaplarından anladığım kadarıyla mekandaydı, ilginç :). Sadi Tirak sürekli olarak oradan oraya bir koşuşturma içerisindeydi. Bir ara Doğu Yücel ve İdil Çağatay’ı gördüm. Onların haricinde gözüme takılan önemli bir sima olmadı. Açık konuşmak gerekirse bu geceye daha yoğun bir ilgi bekliyordum. Biraz o konuda beklentimin altında kaldı diyebilirim. Eğlenceli bir gece oldu. Emeği geçen herkesi tebrik etmek gerekiyor.