Bu yazıda niçin metal dinlediğimi ve niçin dinlemenizi önerdiğimi, iyi bir başlangıç için neleri dinlemenizi önerdiğimi, kısaca neyin ne olduğunu ortaya koymaya gayret edeceğim.
Öncelikle şunu belirtmek istiyorum ki diğer popüler müzik türleriyle kıyasladığımızda metal müziğin en ama en öne çıkan özelliği emektir. Şimdi içinizden okurken kesin ‘aha sertliği diyecek, vallahi sertliği demek üzere’ diye beklerken böyle bir kelimeyi kullanmam sizi şaşırtmış olabilir. Bu sebeple sizi kırmamak adına ikinci bir faktör olarak ‘sertlik‘ faktörünü de ön plana çıkarmak istiyorum. Emek ve bu bahsettiğimiz sertlik bu müziğin en temel iki faktörünü oluştururken bu ikilinin iyi harmanlanamaması seyirciyi iter. Bu sebeple size önerilerimde de çok seçici davranacağım.
Emek faktörünü biraz açıklamak gerekirse bir grup içerisinde temel olarak bir vokal, en az iki gitarist (elektro ve bas gitar) ve bir davulcu bulunur. Ve grubun ortaya koyduğu müziğin temelindeki bütün melodiler ve partisyonlar bu elemanlar tarafından yazılırlar. Bilgisayardan müzik yapılıp üstüne şarkı söylemek gibi bir durum söz konusu değildir. Zaten günümüz gruplarının başarısı da yetenek ile beraber bu bahsettiğim emeğe dayanır.
Yeteri kadar sizi sıktıysam şimdi işi biraz daha hoşunuza gidecek kısımlara getiriyorum. Öncelikle kendimin bu müziği keşfinden başlayacağım. Yedinci sınıfa giderken -ki yaklaşık olarak yedi sene kadar öncesine tekabül ediyor- Rammstein’ın Du Hast şarkısını duymuştum. Rammstein başlangıç için oldukça iyi bir gruptur fakat takılı kalınmaması oldukça önemlidir. Elektronik sesler ile metalin temel unsurlarını birleştiren bir grup olduğu için benim ilgimi çekmişti söz konusu şarkı. Ve sırasıyla birkaç şarkılarını dinlemiştim ve kliplerini izlemiştim. Adamlar beni büyülemişti. Ve o günden itibaren metal dinlemeye başlamıştım. Bugün ise hala davadan vazgeçmemiş olduğum gibi şimdi size bu yazıyı sunuyorum.
Çeşitli müzik forumlarını takip ediyorsanız muhtemelen ‘geçiş grubu‘ diye bir terim duymuşsunuzdur. İşte Rammstein tam olarak bir geçiş grubudur. Ya da System Of A Down. Muazzam bir geçiş grubudur. Peki bu geçiş grubunun özelliği nedir derseniz; size metal müziği sevdiren, kulağınıza ‘biraz daha metal Oğul, bunu yapabilirsin‘ diye fısıldayan, geçişi tamamladığınızda da ara sıra ‘ulan çok özledim be‘ diyerek açıp dinlettiren gruplardır. Bu grupları sevip saymamız gerekir.
Yukarıda bahsettiğim iki grubun; Rammstein – Mutter ve System Of A Down – Hypnotize isimli albümlerini dinlemeniz ilk aşama için iyi adımlar olacaktır.
Peki metal hep sert midir? Metal dediğin hep aynı mıdır? Hayır. Metal kendi içerisinde birçok türe ayrılır. Bunlardan üstün körü söz etmeden önce size metal müzikteki ‘ballad‘ kavramından söz edeceğim. ‘Ballad’ dediğimiz; bizim sertliğine alışık olduğumuz metal gruplarının aslında pamuk gibi de şarkı yapabilecekleri hadisedir. Yani slow şarkılardır. Rammstein’ın Mutter albümündeki Nebel, System Of A Down’ın Hypnotize albümündeki Soldier Side isimli şarkılar birer ballad örneğidir.
Metal dediğin hep aynı mıdır? Hayır, aynı değildir. Yukarıda industrial (Rammstein) ve de alternative (SOAD) örnekleri sundum size. Fakat metal kendi içerisinde birçok türe ayrılır. En temel olanları; sertlik ve hırçınlığın hızla kombini olan thrash metal (Metallica, Slayer, Kreator, Overkill), thrash’in de ötesinde bir hız ve sertliği anti-metal ortamlarda ‘ağbi böğürme o yeaa’ şeklinde dile getirilen brutal vokal ile birleştiren death metal (Death, Cannibal Corpse), metale beyefendilikle ve sertlikten ziyade melodiler ile yaklaşan heavy metal (Black Sabbath, Iron Maiden, Judas Priest, Accept), daha duygusal melodiler ve karmaşık yapıda şarkılarla müzisyenlik dehası ortaya koyan progresif metal (Dream Theater, Tool, Opeth) gibi türler vardır bunlar sadece ve sadece birkaçıdır. Ayrıca bu türler kendi içerisinde birleşebilirler bile. Hemen bir formül yazacak olursa progressive metal x death metal; çarpanlara ayırma yöntemlerinden paranteze alma metoduyla progressive death metal (Opeth) elde edebiliriz.
Şimdi buraya kadar tamam isek ve yukarıdaki grupları iyice dinleyip ben metalci olacağım, ben çok sert olacağım modundaysak sizlere birkaç tavsiye grup önereceğim.
1-) Black Sabbath
İlk grubumuz Black Sabbath olacak. 1970 yılında çıkardıkları Black Sabbath isimli albümleri ile metal müziği yaratmışlardır. Ve yine aynı yıl Paranoid isimli albümlerini piyasaya sürüp alınmadık akıl bırakmamışlardır. Son derece klasik iki albümdür. Sadece bu albümlerin değil Black Sabbath diskografisinin tamamı dinlenilmedilir çünkü muazzamdır.
2-) AC/DC
İkinci önerim ise ‘hep aynı müziği yapıyorlar yea‘ denilen, ‘metal değil rock n’ roll’ denilen AC/DC olacak. Let There Be Rock ve Back In Black albümlerini mutlaka denemelisiniz.
3-) Judas Priest
Üçüncü önerim için müziği sürekli değişen ve bu değişim sertlik yönünde artış gösteren Judas Priest. Kendilerinin British Steel ve Painkiller albümlerinin yanı sıra Victim Of Changes, Beyond The Realms Of Death, Ram It Down isimli şarkılarını ek olarak dinlemenizi şiddetle tavsiye ederim.
4-) Iron Maiden
Dördüncü sırada Iron Maiden var arkadaşlar. Muazzam bir vokal, muazzam üç gitarist, muazzam bir baterist ve muazzam bir bassçıdan oluşan Iron Maiden sanırım gezegendeki en iyi şeyler listesine sokabileceğimiz bir grup. Kötü şarkısı olmayan gruplar listesine kesinlikle bir numaradan sokarım kendilerini. Gerek sahne şovları ve enerjileri, gerek maskotları Eddie ile kendilerini kusursuz bir noktaya getirmiş dev bir grup. Albüm ya da şarkı öneremiyorum. Diskografi edinin diyorum. (Rime Of The Ancient Mariner favorim, orası ayrı)
5-) Motörhead
Beşinci sıraya Motörhead’i koyuyorum. Sonuncusunu geçen sene çıkardıkları (Aftershock) tam 21 (yirmi bir) stüdyo albümüyle bir kilometre taşı olan Motörhead, vokalde ve bas gitarda kurucu Lemmy Kilmister ile her zaman bu camiada saygı gören bir grup. Ve böyle bir yazıda adı geçmezse gerçekten ayıp olurdu. 21 albümden hangisini önereceğimi bilemediğimden en klasik şarkılarını yazayım, siz de bakının onlara. Ace Of Spades, Killed By Death, Shoot You In The Back, Overkill, One More Fucking Time, Orgasmatron…
6-) Slayer
Altıncı sıraya Heavy Metal/Rock N’ Roll etkileşiminden kaçarak bir Thrash grubu olan Slayer’ı koyuyorum. Önden uyarayım; Slayer çarpar, tokarlar, döver her şeyi yapar. Nefret, ateizm, savaşlar her şeyi barındırıyorlar. Sizlere Slayer’ın sırasıyla dinlemeniz koşuluyla Reign in Blood, South of Heaven ve Seasons in the Abyss albümlerini öneriyorum. Benim buradan favorim South of Heaven lakin bu sıralamamın nedeni tamamen çıkış sıraları.
7-) Sepultura
Yedinci sıraya başıma bir şey gelmeyecekse Sepultura’yı koymak istiyorum lakin Roots albümüne kadar olan dönemini. Zira daha sonra grupta tatsız ayrılıklar meydana gelecek fakat o döneme kadar (özellikle Arise albümü) thrash metal dünyasını kasıp kavurmuş bir gruptur Sepultura. Arise, Beneath The Remains, Chaos A.D. ve de Roots albümlerini dinleyebilirsiniz.
😎 Dream Theater
Sekizinci sıraya bir progresif metal grubu olan Dream Theater’ı koyuyorum. Progresif metalden yukarıda oldukça söz ettim fakat şarkılarının baya uzun olduğu konusunda bir şey yazmayı unuttum. Onu da buraya yazayım. Zira Dream Theater’ın Octavarium (24 dakika), A Change Of Seasons (23 dakika), Six Degrees Of Inner Turbulence (42 dakika) şeklinde şarkıları var. Ben size bu grubun üç albümünü önereyim en iyisi, siz de bakın bakalım progresif size göre mi. Metropolis Part 2: Scenes From A Memory, Awake ve Images And Words.
9-) Opeth
Dokuzuncu sıraya Opeth’i koyuyorum. Sepultura’da vokalimizi sertleştirmiştik zaten. Opeth’in de kaymak sesli Mikael’inin kükremeleri bize dokunmaz zannımca. En sevdiğim üç gruptan birisi olan Opeth’i buraya koymadan olmazdı. Ben brutal vokal sevmiyorum; müzik kaymak gibi olsun diyorsanız grubun Damnation, Heritage ve Pale Communion albümlerini; ben brutal vokale alıştım, gönder gelsin diyorsanız da grubun Still Life, Morningrise ve Blackwater Park albümleri başlangıç için iyi tercihler olacaktır.
10-) Death
Sonuncu ve onuncu grubum da Death. Rahmetli Chuck Schuldiner’ın akıl alan müzisyenliği, akıl alan sözleri sürekli değişen grup elemanlarının yetenekleriyle birleşince harikulade bir grup ortaya çıkmış. Death Metal’in öncüsü grup için özellikle Symbolic ve Sound Of Perseverance albümleri için progressive death metal yapıyorlar diyebiliriz. Siz diskografi dinleyin tabii fakat Symbolic, Human ve Sound Of Perseverance albümlerine de dikkat edin.
Yazıyı burada sonlandırmadan evvel minik bir kamu spotu vermek istiyorum. Metalci olmak için saç – sakal uzatıp siyah giyinmek zorunda değilsiniz arkadaşlar. Giyinmeyin demiyorum ama öyle bir zorunluluk da yok. Bunu rica ediyorum unutmayın. (Ben de saç sakal uzatıp hep siyah giyiniyorum)
Bunu okuduysanız hayatınızın birkaç aylık döneminin müzik sorununu da çözmüşsünüz demektir. Umarım sizlere yardımım dokunmuştur. Kendinize iyi bakın.