Enerjinin Tavan Yaptığı Konser: “At The Gates”

0
164

At The Gates konseri geçtiğimiz yazdan beri beklediğimiz, gün saydığımız olaydı. At The Gates`in İstanbul`a gelecek olması metalcileri epey heyecanlandırmıştı. Son bir haftada setlist.fm`den konserin olası setlist`ini dinleyerek hazırlık yaptığımız grup, nihayet Garajistanbul sahnesinde aklımızı alacaktı. Türk Gitar`dan arkadaşım Onur Demirci ile Taksim Meydanı`nda buluşup kapı açılış saati olan 20:00`ye kısa bir süre kala sıraya girdik. Sitemizin kurucusu Feyyaz Ustaer ile de irtibattaydık. Fakat O gecikince bize katılamadı. Heyecanlı topluluk ile en ortada, en önden 3. sırada Onur ile beklemeye başlamıştık. At The Gates ikimiz için de çok önemli bir gruptu. İlk dinlediğimiz gruplardandı. Fakat 21:00`de sahnede olmasını beklediğimiz At The Gates bizi biraz daha bekleterek, saat 22:00`ye doğru sahneye çıktı.

Açılışı At War With Reality albümünün giriş şarkısı El Altar Del Dios Desconocido ve hemen ardından Death And The Labyrinth ile yapan At The Gates`i seyirci inanılmaz karşıladı. Giren ilk rif ile çıldırmaya başlayan ön kısım, Garajistanbul’u yıkmaya başladı adeta. 1 saniye bile yerimizde duramadık. Onur ile sürekli sağa sola savrulup güvenliğin kucağına kadar gidip tekrar geriye savrulduk. Slaughter Of The Soul’da işler iyice çığrından çıkınca biraz arkaya kaçmaya karar verdik. Zira kaçmasaydık sahneye bakamayacaktık bile.

Ateşli seyirci ile At The Gates’in mütevazi sahnede çaldığı mükemmel rifler birleşince ortaya mükemmel bir konser çıkmış olsa da yadırgadığım bir durum oldu.  Çünkü grubu seyretmek için gelenler arkada kalıp istedikleri şekilde izleyemediler. Buna biz de dahiliz maalesef. Hatta Feyyaz o kadar arkalarda kalmıştı ki konserin sonuna doğru “Ben çıkıyorum” yazdı ve alandan ayrıldı. Biz de Kingdom Gone`ın sonlarında konserden çıktık. Metal konserlerinin bir geleneği olan pogo, wall of death ya da adını ne koyarsanız, elbette yapılmalı fakat herkesi memnun edecek bir çözüm geliştirilmeli bu işe. Sonuçta At The Gates bu ülkeye ilk defa geldi. Bu büyük bir olaydı fakat istediğini alamayan çok kişi oldu. Sahnenin en önünde duran bir kız vardı, acaba oradan sağ çıkabildi mi merak ediyorum.

At The Gates`in performansına dönecek olursak Garajistanbul’un mütevazi sahnesi, At The Gates konseri için biçilmiş kaftandı dersek yanılmayız. Ses sistemi de idare eder nitelikteydi. Çalınan rifi anlayamadığım konserlere şahit olduğum aklıma geldikçe World Of Lies’ın o mükemmel rifini canlı canlı duymak, Suicide Nation`da kafamı koparana dek headbang yapmak, Circular Ruins`te adeta çıldırmak, Blinded By Fear gibi bir şaheseri dinleyebilmek çok büyük bir şanstı ve tertemiz çalınmıştı. Grup adına olumsuz bir şey yoktu. Tompa`ya ayrı bir parantez açıp daha da övmem gerekiyor. Böyle mükemmel bir performans elbet bekliyorduk fakat konserin tümünde kusursuzdu. Under A Serpent Sun`da, The Burning Darkness`ta kalbimizi yerinden söktü attı adeta.

Bir de Anders Björler‘e değinmek istiyorum. Björler; sahnenin en sağına adeta yapışan, hiçbir soloda öne çıkmayan, sakin sakin çalan, pek atraksiyona girmeyen bir adam. Samimi bir sahnede en azından belli sololarda sahnenin önüne gelip seyirciyle etkileşime girmesini beklemedim değil. Belki de seyirciden çok korktu 🙂 Setlist ise şöyleydi:

  • El Altar del Dios Desconocido
  • Death and the Labrinth
  • Slaughter of the Soul
  • Cold
  • At War With Reality
  • Terminal Spirit Disease
  • Raped by the Light of Christ
  • The Circular Ruins
  • Under a Serpent Sun
  • Windows
  • City of Mirrors
  • Suicide Nation
  • Heroes and Tombs
  • Nausea
  • World of Lies
  • The Burning Darkness
  • The Book of Sand (The Abomination)
  • Blinded by Fear
  • Kingdom Gone
  • The Night Eternal

Netice olarak yer yer kafa koparan yer yer kalpleri yakan bir At The Gates konseri oldu. Yapmış olduğumuz röportajda belirttikleri “şarkılarda eski – yeni dengesi”ni çok iyi gerçekleştirdiler. Gelen herkesi bir şekilde mutlu etmeyi bildiler. Umarız At The Gates`i önümüzdeki senelerde bir kez daha görebiliriz. Çünkü buna ihtiyacımız var. Görmeyenlerin görmesine, görenlerin biraz daha delirmesine ihtiyacımız var.