6İsveçli power metal grubu Sabaton 10 Temmuz`da Parkorman`da hayranlarıyla buluşacak. Bir yandan da yeni albümün heyecanını yaşayan grup, Avrupa turnesinde keyifli konserler geçiriyor. The Last Stand 19 Ağustos`ta piyasada olacak. Sabaton`dan Pär Sundström`e konserler, albüm ve tarih hakkında sorular sorduk ve güzel cevaplar aldık. Keyifle okumanız dileğiyle;
Yiğit: Öncelikle bizimle röportaj yapmayı kabul ettiğiniz için teşekkür ederiz.
Pär: Bunu duymak çok güzel.
Yiğit: Dünya çapında kısa sürede geniş bir hayran kitlesine ulaştınız. Sabaton, 10-15 yıllık bir periyotta nasıl festivallerin aranan ismi haline geldi? Grubun kuruluş ve gelişim aşamasından biraz bahseder misiniz? Nasıl bir gruptur Sabaton?
Pär: Bugünlere kısa bir sürede ulaştığımızı söyleyemem. 17 yılı aşkın bir zaman diliminde binlerce konser verip tüm dünyayı dolaştık. Grubun kuruluş aşaması bütün gruplarınkine benziyor diyebilirim. Birkaç arkadaş bir araya gelip bira içerken bir grup kurmaya karar verdik. İlk dönemler çeşitli müzik türlerini denedik, bazı grup üyeleri aramıza katılıp ayrıldı ancak 1999-2012 arası olan dönemde grup temel olarak aynı kişilerden oluştu ve beraber dünya turnesi yaptık. Sabaton olarak askeri tarih kaynaklı olaylarla ilgili şarkı yapıyoruz. Mesela Çanakkale Savaşı’nı örnek olarak gösterebiliriz.
Yiğit: Hayranlarınız tarafından “inanılmaz gaza getirici bir grup, Sabaton dinleyerek kavgaya bile girebilirim” şeklinde yorumlar duyduk. Bu, yaptığınız müzik türünün doğasında olan bir şey mi, yoksa “Sabaton etkisi” gibi bir şeyden söz edebilir miyiz?
Pär: İnsanların Sabaton yüzünden kavga ettiği çok sık duyduğum bir şey değil. Şarkılarımızda korkunç olaylara yer veriyor olsak dahi biz mutlu bir ekibiz ve her şeyden önemlisi bir parti grubuyuz. Bizim için kavga ettiğini bildiğim tek kişi sanırım kuzenim. 11 yaşındayken sınıf arkadaşlarından bir tanesi Sabaton’un çok kötü olduğunu söyleyince çocukcağızı yere sermiş.
Yiğit: Şarkı sözlerinizde savaşların ve mücadelenin ön plana çıktığını söyleyebiliriz. The Art of War, Panzerkampf gibi şarkılar sadece birer örnek. Grup üyelerinin militarizm ve tarihle ilgileri ne boyutta?
Pär: Bazı insanların düşündüğünün aksine tarih için yanıp bitmiyoruz ve kesinlikle savaş düşkünü de değiliz. Sadece bir şeyler hakkında şarkı söylemek zorundaydık ve kurmaca hikayeler üretip fantezi yapmak yerine bu temanın bize uyduğuna karar verdik!
Yiğit: Geçtiğimiz yıllarda İstanbul ve Çanakkale ziyaretlerinde bulundunuz. Bu ziyaret sırasında Türkiye ve onun tarihiyle ilgili neler hissettiniz? Çanakkale`deki Türk cephesinin komutanı Mustafa Kemal Atatürk hakkında neler düşünüyorsunuz?
Pär: Daha önceki ziyaretimiz sırasında Türkiye`de muhteşem Türk hayranlarımızla güzel anılarımız oldu. Türkiye zengin bir geçmişe ve kültüre sahip bir ülke ve tarih boyunca da öyle oldu. Atatürk`e gelirsek, kendisini bize seneler önce bir arkadaşımız tanıttı. Bize Çanakkale Savaşı`nda ve Türkiye Cumhuriyeti`nin kuruluşunda ne kadar önemli bir role sahip olduğunu anlattı.
Yiğit: Cliffs of Gallipoli isimli şarkınızda Mustafa Kemal Atatürk`ün sözleri de geçiyor. 2008 yılında ülkenizdeki müzik listelerinde zirveyi görmüş bir şarkıdan bahsediyoruz. Selim Tangerli`nin de söz yazımında katkıda bulunduğu bu şarkıyı biraz anlatabilir misiniz?
Pär: Selim`le yıllar önce Hollanda`daki bir konserimizde tanıştık. Sabaton için çok değerli sayılabilecek fikirleri vardı. O bizi bilgilendirdi, biz de 2008`de çıkardığımız albümümüz The Art of War`un simgelerinden biri olan “Cliffs of Gallipoli”yi yazdık.
Yiğit: Son dönemde Türkiye ve Dünya`da yaşanan terör saldırıları hakkında neler düşünüyorsunuz. Sizce bu tür olaylara engel olabilmek için neler yapılmalı, neler yapılmamalı?
Pär: Maalesef nefret etmek insanın doğasında var. Tarih boyu insanlar farklılıkları üzerine birbiriyle mücadele etmiş. Ülkelerin sınırlar için, para için ya da din uğruna sürekli savaşlar olmuş. Bence bu tür olaylar yakın bir zamanda son bulacağa benzemiyor, hatta dünya şiddeti her geçen gün daha da sahipleniyor. İnsanlık belki bir gün barışı sağlayabilir ama ben o zamanları görebileceğimi sanmıyorum. Bunun düşüncesi bile korkunç ama eğer günümüzden yirmi sene sonra müzik yapıyor olsaydık, günümüzde yaşanan terör olayları hakkında şarkılar yazardık. İnsanlar, neden savaşla sorunların çözülemeyeceğini görmek istemiyorlar ki?
Yiğit: Grup üyelerinin favori Sabaton albümü hangisi?
Pär: Tabii ki yeni albümümüz! Haha.
Yiğit: Peki Sabaton hariç, en sevdiğiniz albümü sorsak?
Pär: Savatage`dan Street`i seviyorum. Aklıma ilk gelen albüm bu şu anda.
Yiğit: Bir Sabaton albümünde olmazsa olmaz nedir?
Pär: Yeni albümümüz! Dinleyin!
Yiğit: Yakın zamanda yeni albümünüz “The Last Stand” piyasada olacak. Trailer`ı ve “The Lost Battalion” çalışmalarınızı oldukça başarılı buldum. Bizi bu albümde neler bekliyor olacak?
Pär: Beğenmene sevindim. Biraz farklı bir Sabaton albümü oldu ama bizi biz yapan özümüzü de koruduk. Hiçbir hayranımızın hayal kırıklığına uğramayacağına eminim. Belki şaşırırlar ama kesinlikle hayal kırıklığına uğramazlar!
Yiğit: Her konseriniz coşkulu geçiyor, orası bir gerçek. Seyircinin en çılgın olduğu ve sizin de unutamadığınız konserleri öğrenebilir miyiz?
Pär: Çok fazla konser verdiğimiz ve çok çılgın seyirci gruplarıyla karşılaştığımız için en çılgın olanını söylemek oldukça güç. Bazı gruplar konserlerindeki seyircilerin sıkıcılığından şikayetçi olurlar ama bizim seyircilerimiz hiçbir zaman sıkıcı olmadı.
Yiğit: Son olarak, 10 Temmuz’da İstanbul`da bir konser vereceksiniz. Türk seyircilere ne mesaj vermek istersiniz?
Pär: Tekrar burada sahne alacağımız için memnunuz. Türkiye`de çok sahne almıyoruz ve maalesef hiç uzun bir şov yapma şansımız da olmadı.
Yiğit: Teşekkür ederiz. 10 Temmuz’da büyük muharebede görüşmek üzere!
Pär: Biz de teşekkür ederiz. Görüşmek üzere!