Scorpions – Return To Forever

0
183

2012 yılının başında stüdyoya girdiğini duyuran grup, yeni albümün Blackout, Love at First Sting, Savage Amusement ve Crazy World albümleri döneminden kalan tamamlanmamış parçalar üzerine olacağını belirtmişti. Stüdyo çalışmaları sırasında bu eski parçaları değiştirmekten çok yeni şeyler ekleyerek ve yeniden söz yazarak sunma yoluna gidilmişti.

Albümün iTunes formatında bonus olarak sunulan 5 parça ile birlikte toplamda 17 parçası bulunuyor. Tempolu bir giriş yapan albüm daha ilk notadan itibaren Scorpions ürünü olduğunu kanıtlar nitelikte. İlk 2 parça “Going Out With a Bang” ve “We Built This House”, Scorpions üyelerinin aralarındaki bağları ve ilk günden bu yana taş üstüne taş ekleyerek nasıl yükseldiklerini pekiştiren, bu albüm için yazılmış yeni parçalar olma özelliğini taşıyor. Geri kalan parçalar ise dinlerken bile geçmiş senelere ait olduklarının sinyallerini veriyor.

Scorpions’dan 2015 yılında tamamen orijinal bir albüm beklemek doğru olmayacağı gibi, o dönemlerde yazılmış olmalarının kattığı orijinalliği de görmezden gelmemek gerekiyor. Kendilerinin bu devirde yapabileceği en iyi işi sunmakla kalmamışlar, üstüne üstlük dinlerken oldukça keyif verici bir albümle süslemişler.

We Built This House parçası ise klibi çekilen ilk parça oldu. Klip hayranlarla süslenmiş bir biçimde Scorpions üyelerinin performans videosu üzerine kurulu, yaratıcı olmayan fakat anlam yüklü. 4 adet slow sayılabilecek parça yayınlamaları ise ellerindeki materyallerin o dönemlerdeki enerjiyle kaplı olduğunu gösteriyor. Şimdiki zamana baktığımızda ise grup bu enerjiyi neredeyse eksiksiz biçimde yansıtmayı başarmış.

Albümde “Bu şarkı sıkıcıymış” diyerek geçilecek bir parça yok ve zaman zaman alışılmışın dışında melodilere rastlamak mümkün. All For One, Hard Rocking Place, The Scratch, The World We Used To Know ve Delirious ön plana çıkıyor. Özellikle The Scratch “Sert Blues” diyebileceğimiz bir parça. Blues tonlarının Hard Rock ile birleşmesini bu kadar beğeneceğim aklıma gelmezdi. Albümün açık ara favorisi The Scratch diyorum. The World We Used To Know ise buram buram 80’ler kokmasıyla “Ben de buradayım” diyor.

Albüm baştan sonra Scorpions, baştan sona keyifli. Scorpions hayranlarının geçmişi anması ve özlemi gidermesi için ise biçilmiş kaftan.

Muhtemelen grup üyelerinden biri bir daha müzik yapamayacak duruma gelene kadar devam edecekler. Dile kolay, 50 senelik kariyere sahip bir gruba neresinden bakarsanız bakın saygı duymamak elde değil. Hele 50. yıllarını böylesi güzel bir albümle süslemiş olmaları hem kendilerine hem de hayranlarına büyük bir hediye.

“Prost to the Scorpions!”

Türk Gitar Puanı: